Çoğu insan, hatta kimi sanatkarlar bile kendi seslerinden hoşlanmadıklarını lisana getiriyorlar. Beşerler, birtakım nedenlerle başlarındaki sesle, dışarıda kaydedilmiş sesleri örtüştüremiyorlar.
Kaydedilmiş sesimiz, doğal yollarla duyduğumuz sesimizden hayli farklı kulağa yansıyor. Kimi vakit kayıt sesimizde doğal sesimizi iki farklı insan olarak algılıyoruz.
Teknik ayrıntılar büsbütün titreşimle ilgili:
Konuşurken kendimizi iki farklı halde duyarız. Birinci olarak kendi sesizimi, tıpkı öbür seslerde olduğu üzere kulak çeperimize çarparak işitme duyumuzu tetikler. Aslında yalnızca bu kademede duyduğumuz şey dışarıya yansıyan gerçek sesimizdir. Öbürleri da bizi bu ses ile duyar.
Eş vakitli olarak ses tellerimizdeki titreşim kafatasımıza yayılır. Bu da doğal olarak kulak zarımızı titreten bir tesir yaratır. Dışarıdan algıladığımız doğal ve gerçek sesimizin üzerinde, fizikî bir transferle gelen titreşimler de eklenir. Farklı bir titreşim kaynağı da kulağımızı kandırır.
Kayıttan kendi sesimizi dinlerken, ses tellerimizde titreşim gerçekleşmediği için kulak zarımıza direkt ve sadece gerçek sesimiz girer. Böylelikle kendi sesimizin gerçek halini duyarız.
Kendi sesini duymak ve kimlik psikolojisi:
İngiltere’deki Essex Üniversitesi psikoloğu Dr. Silke Paulmann, kendi sesimizin yabancı gelmesi durumu üzerine bilimsel bir araştırma yapmıştı. 2018’de yayımlanan araştırma sonuçlarıyla epeyce tuhaf bir ayrıntılar ortaya çıktı.
Paulmann, “Sesimiz kimliğiimizi oluşturmada büyük bir rol oynuyor. Sanırım kimse kim olduğu konusunda farklı hislere kapılmaktan hoşlanmıyor.” diyor. Yani sesimiz bize yabancı gelince kimlik telaşı yaşıyoruz.
2013'te yapılmış bir öbür araştırmada, istekli deneklere öbür insanların sesiyle birlikte kendi sesleri de dinletildi. Herrkesden duydukları seslere bir çekicilik puanı vermesi istendi. Bilim insanları iştirakçilere kendi seslerini bir diğerinin sesi olarak sunduklarında, verilen puanların da yükseldiğini tespit ettiler.
Sesimiz üzerinde tam ve şuurlu bir halde denetime sahip değiliz. Ses tellerimiz, bedenimizdeki en yüksek sinir/kas lifi oranına sahip. Bu nedenle konuşurken sesimizi denetim etmemiz son derece güç ve uzun vadeli eğitim ya da deneyim gerektiren bir süreç. Bu nedenle bilim beşerlerine nazaran ses denetimi konusunda uzman değilsek, kendi sesimiz kimlik telaşına yol açıyor.