Şeker, Batı tipi diyet içerisinde bulunan en yaygın besinlerden biri. Ziyadesiyle şekerli abur cuburların içerisinde (doğal olarak) bulunan şeker, birçok kişinin kestirim edemeyeceği ekmeklerde ve soslarda da bulunuyor. Şekerli içecekler de insanların yüksek dozlarda şeker aldığı kaynaklar ortasında yer alıyor. İnsanların en çok şeker aldığı içecekler olarak da meyve suları ve gazlı içecekler karşımıza çıkıyor. Son yapılan araştırmadaysa tatlandırılmış içecekleri sistemli olarak tüketenler için kanser konusunda makûs bir haber verildi.
Bu hafta BMJ'de paylaşılan araştırma, şekerli içecekleri tüketmek ve kanser ortasındaki bir bağlantıyı gözler önüne serdi. Yazımızın başında 'çok fazla şekerli içecek tüketmek' olarak bahsetmiş olsak da günlük 100 ml tatlandırılmış içecek tüketenlerin kanser olma mümkünlüğünün bu içecekleri hiç tüketmeyen bir beşere nazaran çok daha fazla olduğu, yapılan araştırmayla birlikte doğrulanmış oldu.
Araştırmanın bilgilerine nazaran, konsantre meyve suyu ya da rastgele bir tatlı sıvıyı tüketmek, çok daha yüksek kanser riskini ortaya çıkartıyor. Bu oranlar da 2.193 kanser hadisesinde 693 göğüs kanseri, 291 olayda prostat kanseri ve 166 olayda kolorektal (kalın bağırsak) kanseri olarak karşımıza çıkıyor. Araştırmanın öteki datalarına nazaran, sigara içmek ve başka risk faktörleri de göz önünde bulundurulduğunda kanserin tespit edilmesi için ortalama yaşın da 59 olduğu bulundu.
Araştırmacılar, günde yaklaşık 100 ml gazlı içecek, meyve suyu ya da emsal içecekleri tüketenlerin kanser olma ihtimalinin %18, göğüs kanseri olma ihtimalinin ise %22 arttığını belirtti. Meyve suları ya da tatlandırılmış içecekler kanser riskini genel olarak artırsa da makul kanser cinslerine karşı bir irtibat ya bulunamadı ya da bir saptama yapmak için kâfi olay gözlemlenemedi.
Yapay olarak tatlandırılmış içeceklerin emsal riskleri gözlemlenmemiş olsa da araştırmaların ya da dataların şu an için yetersiz olduğu düşünüyor. Araştırmacılar, bu içeceklerde bulunan kimi kimyasal katkı hususlarının kanser riskini artırmada rol oynadığını düşünse de birincil sebebin şeker olduğunu belirtiyor.